SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

AV ve ZEBH BAHSİ

<< 1954 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

54 - (1954) حدثنا عبيدالله بن معاذ العنبري. حدثنا أبي. حدثنا كهمس عن ابن بريدة. قال: رأى عبدالله بن المغفل رجلا من أصحابه يخذف. فقال له: لا تخذف. فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يكره - أو قال - ينهى عن الخذف، فإنه لا يصطاد به الصيد، ولا  ينكأ به العدو. ولكنه يكسر السن ويفقأ العين. ثم رآه بعد ذلك الخذف. فقال له: أخبرك أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يكره، أو ينهى عن الخذف، ثم أراك تخذف! لا أكلمك كلمة. كذا وكذا.

 

{54}

Bize Ubeydullah b. Muâz El Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki) : Bize Kehmes, ibnü Büreyde'den rivayet etti. Şöyle demiş:

 

Abdullah b. Mugaffel arkadaşlarından bir adamın ufak taş attığını görmüş de ona :

 

  Taş atma! Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taş atmaktan hoşlanmazdı —yahut taş atmayı men ederdi—. Zîra bununla av avlanmaz, düşman da bozulmaz. Lâkin bu taş dişi kırar ve gözü çıkarır, dedi. Bundan bir müddet sonra o zatın taş attığını gördü ve ona şunu söyledi:

 

  Ben sana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellm)'in taş atmaktan hoşlanmadığını —yahut taş atmaktan nehyettiğini— haber veriyorum, sonra senin taş attığını görüyorum. Seninle şu ve şu müddet zarfında bir tek kelime konuşmam.

 

 

(1954) - حدثني أبو داود، سليمان بن معبد. حدثنا عثمان بن عمر. أخبرنا كهمس، بهذا الإسناد، نحوه.

 

{…}

Bana Ebû Dâvud, Süleyman b. Ma'bed rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Kehmes bu isnadla bu hadîsin benzerini haber verdi.

 

 

55 - (1954) وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا محمد بن جعفر وعبدالرحمن بن مهدي. قالا: حدثنا شعبة عن قتادة، عن عقبة بن صهبان، عن عبدالله بن مغفل. قال: نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الخذف. قال ابن جعفر في حديثه: وقال: إنه لا ينكأ العدو ولا  يقتل الصيد. ولكنه يكسر السن ويفقأ العين. وقال ابن مهدي: إنها لا تنكأ العدو. ولم يذكر: تفقأ العين.

 

{55}

Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer ile Abdurralıman b. Mehdî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Şu'be Katade'den, o da Ukbe b. Suhban'dan, o da Abdullah b. Mugaffel'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

— Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ufak taş atmaktan nehiy buyurdu.

 

ibnü Ca'fer kendi hadîsinde şöyle demiştir:

 

«Dediki: Çünkü bu taş ne düşmanı bozguna uğratır. Ne de avı öldürür; Lâkin o dişi kırar ve gözü çıkarır.» ibni Mehdî ise:

 

«Bu taşlar düşmanı bozguna uğratamaz» demiş, «Gözü çıkarır» kaydını anmamıştır.

 

 

56 - (1954) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا إسماعيل بن علية عن أيوب، عن سعيد ابن جبير؛ أن قريبا لعبدالله بن مغفل خذف. قال فنهاه وقال: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن الخذف وقال: (إنها لا تصيد صيدا ولا  تنكأ عدوا. ولكنها تكسر السن وتفقأ العين) قال فعاد فقال: أحدثك أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عنه ثم تخذف! لا أكلمك أبدا.

 

{56}

Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize ismail b. Uleyye, Eyyub'dan, o da Said b. Cübeyr'den naklen rivayet etti ki; Abdullah b. Mugaffel'in bir yakını taş atmış, o da kendisini menetmiş ve:

 

  Şüphesiz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taş atmaktan menetmiş ve:

 

«Bu faşlar ne bir av avlar, ne düşman bozar, lâkin bunlar dişi kırar ve gözü çıkarır.» buyurmuştur demiş. Fakat yakını taş atmayı tekrarlamış, o da:

 

  Ben sana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bundan nehiy buyurduğunu anlatıyorum; sonra sen (yine) taş atıyorsun! Seninle ebediyyen konuşmam! demiş.

 

 

(1954) - وحدثناه ابن أبي عمر. حدثنا الثقفي عن أيوب، بهذا الإسناد، نحوه.

 

{…}

Bize bu hadisi İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki) ; Bize Sekafî, Eyyûb'dan bu isnad ile bu hadîsin benzerini rivayet etti.

 

 

izah:

Bu hadîsi Buhârî «Zebâih» bahsinde; Nesâi «Diyât'da tahric etmişlerdir.

 

Hazf: Ufak taş veya çekirdek gibi şeyleri elin baş parmağı ile şehadet parmağının arasına alarak atmaktır. Bundan hiç bir fayda hasıl olmadığı, bilâkis zararından korkulduğu için yasak edilmiştir. Hadîs-i Şerîfte taş atmanın hiç bir fayda temin etmediği «Çünkü o ne düşmanı bozguna uğratır, ne de avı öldürür» cümleleriyle beyan buyurulmuştur. Bu babda ufak taşa benzeyen şeyler de taş hükmündedir.